Tapu bilgileri kişisel bilgi ve belgelerdendir. 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında bu bilgilerin verilmesi mümkün değildir.
Kanunlar kesinlikle yasaklamış olmasına rağmen pek çok sebeple tapu dışı satışlar halen yapılmaktadır.
Tapu sicilindeki her türlü bilgi gizlidir. Bir kimse ilgisini kanıtlamadığı sürece tapu sicilini inceleyemez. Bilgi ve belge alamaz. Taşınmazla ilgili hukuki bilgiler tapu dairelerinde, teknik bilgiler ise kadastro müdürlüklerinde mevcuttur.
Sözleşme, satıcı ve alıcı gibi iki tarafın karşılıklı olarak bir konuda anlaşmasıdır. Adı her ne kadar sözleşme ise de sözleşmeler sözlü ve yazılı şekilde yapabilir.
Tapuda yapılan işlemler sonucu tapu dairesi taşınmaza sahip olan kişiye mühürlü, imzalı tapu senedi verir.
Tarlaların sınırları yöresel örf, adet ve imkanlara göre çit, tel, taş, ağaç, dere, yol gibi doğal veya yapay sınırlarla belirlidir. Arsa ise tarla gibi belirli sınırlarla çevrili olmaz. Bu nedenle çok kişi arsasının tam yerini genelde bilmez.
Bir kimse kendi taşınmazına inşaat yaparken yapının bir kısmı komşu parsele taşımış ise buna taşkın inşaat denir.
(Tapuda elden belge takibi yasaktır) 17 Ağustos 2013 tarih 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 88. Maddesi ile tapu dairelerinde elden belge takibi yasaklanmıştır.
Taşınmaz mal tek bir kişiye ait olabileceği gibi birden çok kişiye de ait olabilir. Taşınmazın tamamı bir tek kişiye aitse buna tam (müstakil) mülkiyet denir. Taşınmaz bir tek kişiye ait değil de birden çok kişiye ait ise buna toplu mülkiyet denir. Toplu mülkiyette pay oranları 1/3, 1/6 gibi kesirli bir şekilde tapuda yazılı ise buna paylı (müşterek) mülkiyet, paylar tapuda yazılı değilse buna elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet denir. Taşınmaz alacakların müstakil mülkiyete konu yer almalarında her zaman yarar vardır. Yani taşınmazın tamamı tek kişiye aitse orayı kaçırmayın, alın. Hisseli yer almak her zaman sorun getirir.
Tapu sicili taşınmazlar üzerindeki mülkiyet ve diğer hakları göstermek üzere tutulan bir sicildir. Bu sicil devlet güvencesi altında tutulmaktadır. Tapu sicilinden doğan zararları devlet kusuru olmasa dahi ödemekle yükümlüdür.
Herkes tapu işlemlerini kendisi tapu dairesine giderek yaptırabilir. Ancak işleri yoğun olanlar, vakit bulamayanlar, sağlık durumu nedeniyle tapu dairesine gidemeyecek durumda olanlar tapu işlemlerini vekaleten bir başkasına da yaptırabilirler. İşlemin bir başka şehirde yapılması gerekiyorsa oraya kadar gitmek zorunlu değildir. İsteyen kişiler kendisine bir vekil atayarak, işlerini vekiline yaptırabilir.
Yapılı hale gelme cins değişikliği işlemlerinde tescile esas belge yapı kullanma izin belgesidir. Bu belgenin kadastro müdürlüğüne sunulmadan cins değişikliği yapılması mümkün değildir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1003. maddesi “Bir taşınmazın kütüğe kaydı ve belirlenmesinde resmi bir ölçüme dayanan plan esas alınır. Planların nasıl hazırlanacağı tüzükle belirlenir.” hükmündedir. Bu madde hükmüne istinaden hazırlanan “Tapu Planları Tüzüğü” 27.08.2008 tarih ve 26980 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 20 maddeden oluşan bu tüzük, kadastro tüzemize birtakım yenilikler getirmiştir. Bunlardan belli başlıları aşağıda maddeler halinde incelenmiştir.
Mükerrer kadastro sorunu ile ilgili olarak 2010 yılı Mart ayı içerisinde yayınlanan birinci makalemizde, mükerrer kadastronun temel esaslarını açıklamaya çalışmıştık. Kısaca “kadastrosu yapılan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz; yapılmışsa dahi ilk kadastro geçerlidir, sonraki kayıt iptal edilmelidir” şeklindeki kuralı etraflıca irdelemiştik.
Evvelce kadastrosu yapılan bir taşınmazın daha sonra yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde; ilk yapılan kadastroya itibar edilir, ikinci defa yapılan kadastro hükümsüz sayılır ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1026 ncı maddesi gereğince, mükerrer kadastro sonucu malik tayin edilen kişilere ve ayni ve şahsi hak sahiplerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılır.
İkinci kadastro yasağını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22 nci maddesine göre; ikinci defa kadastroya tabi tutulan yerlerde, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılmakta ve re’sen iptal edilmektedir.
İlk tesis (kuruluş) kadastrosu sırasında bazı taşınmazlar miktar üzerinden edinilmektedir. Miktara itibar edilerek oluşturulan bu taşınmazların mülkiyeti yüzölçümlerine sıkı sıkıya bağlı olarak kazanılmaktadır. Bu taşınmazların edinim sebepleriyle yüzölçümleri arasında hukuki bir illiyet bağı bulunmaktadır. İşte bu şekilde edinilen taşınmazlara “miktar üzerinden edinilen taşınmazlar” denilmektedir.
Mecelle, Tanzimat döneminde modern kanunlaştırma hareketlerinin en önemli eseridir. Büyük hukukçu Ahmet Cevdet Paşa ve ekibi tarafından hazırlanmıştır. Kaynağı İslami ama niteliği laiktir.
Yenileme - Güncelleme çalışmalarına dair Nevzat İhsan SARI - (Tapu ve Kadastro Başmüfettişi) tarafından yapılan değerlendirme.